Ben Psikolog Mert Arslan. Psikoloji alanındaki yolculuğuma Üsküdar Üniversitesi İngilizce Psikoloji Bölümü’nde başladım ve bu süreçte edindiğim bilgi ve deneyimleri, halen aynı üniversitede sürdürdüğüm Klinik Psikoloji ve Bağımlılık Danışmanlığı ve Rehabilitasyonu yüksek lisans programlarıyla derinleştirmeye devam ediyorum.

Üç yıl süren NP Feneryolu Tıp Merkezi deneyimim boyunca, alanın kıymetli isimlerinden Uzm. Dr. Cengiz Demirsyon ile birlikte çalışarak yüzlerce danışanla birebir görüşme ve binlerce terapi seansına katılma fırsatım oldu. Bu süreç, hem teorik bilgilerimi pekiştirmeme hem de terapi süreçlerini doğrudan gözlemleyerek mesleki becerilerimi geliştirmeme olanak sağladı.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) başta olmak üzere; panik bozukluk, kaygı bozuklukları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), yeme bozuklukları, uzamış yas, duygu ve öfke kontrolü sorunları, somatizasyon gibi birçok alanda klinik deneyim edindim. Özellikle OKB’nin tüm alt türleri üzerine – dini, cinsel, temizlik, kontrol, saldırganlık temalı, sayma, tekrar etme, simetri vb. – çalışarak, bu konuda kapsamlı bir uzmanlık geliştirdim.

Aynı zamanda bağımlılık alanında uzmanlaşmış bir psikoloğum. Bağımlılık süreçlerinin biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutlarını bütüncül bir yaklaşımla ele alıyor; hem bireysel terapi süreçlerinde hem de akademik çalışmalarımda bu alana özel bir önem veriyorum.

Üniversite yıllarımda NP İstanbul Beyin Hastanesi’nde Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Sermin Kesebir gibi değerli akademisyenlerin vizitlerine katılarak, psikopatoloji ve tedavi süreçlerine dair derinlikli bir perspektif kazandım. Bununla birlikte, halen Özdoğru Research & Development bünyesinde araştırma projelerinde görev alarak psikoloji bilimine akademik katkıda bulunmayı sürdürüyorum.

Terapi yaklaşımım, empati temelli, bilimsel ve çözüm odaklı bir anlayışı esas alır. Her danışanın benzersiz hikâyesine saygıyla yaklaşır, terapi sürecini bireysel ihtiyaçlara göre yapılandırırım. Amacım; danışanlarımın içgörü kazanarak yaşamlarında somut değişimler yaratmalarına ve daha sağlıklı bir yaşam inşa etmelerine destek olmaktır.

Bugün, insan zihninin derinliklerine duyduğum merak ve her bireyin potansiyeline olan inancımla, danışanlarıma güvenli ve destekleyici bir alan sunmaya devam ediyorum. Psikoterapiyi yalnızca bir meslek değil, insana dokunmanın en değerli yollarından biri olarak görüyorum.